Kültür ve Uygarlık

Kültür ile uygarlık (medeniyet) arasında bir ilişkiden söz edebileceğimiz gibi, aralarında bir ayrım da söz konusudur.

Uygarlığı da kültürü de ortaya çıkartan, insanların birbiriyle girdikleri sosyal, ekonomik ve siyasal ilişkilerdir. Örneğin, maddi kültürün bir ögesi olan televizyon, sadece onu icat edenler tarafından değil, bütün insanlık tarafından kullanılmaktadır. Yine, birtakım değerler (insan haklan gibi) tüm insanlığın kabul ettiği evrensel değerler olarak benimsenip uygarlığın bir parçası sayılmaktadır.

İlk sosyologlarımızdan Ziya Gökalp, kültür konusunda “hars” (kültür) ve “medeniyet” (uygarlık) ayrımı yapmıştır. Hars ile milli kültürü anlatmaya çalışır. Hars, “Bir milletin kendine özgü olan dil, hukuk, ahlak sanat ve din gibi unsurların bütünüdür.” Medeniyet ise kültürün evrensel yönünü ifade eder.

Kültürün birçok tanımı yapılmıştır. Bu tanımlamalardan şu sonuçlan çıkartabiliriz:

  • Ne kadar toplum varsa o kadar kültür vardır. Kültürsüz toplum
  • Her toplumun kendine özgü kültürel değerleri varır. Bu değerler toplumları birbirinden ayırt
  • Kültürler, toplumların tarihsel gelişim süreci içinde oluşmuştur. Her zaman bir değişim ve gelişme gösterir.
  • Kültür, geçmişi geleceğe bağlar. Böylece kültürel mirasın birtakım yenilikler eklenerek gelecek kuşaklara devredilmesiyle toplumsal süreklilik sağlanır.

Kültür en genel anlamıyla “insanın doğayla mücadelesi içerisinde yaratmış olduğu her şeydir.”

Yorum yapın