Doğal Çevrenin Toplumsal Yapıya Etkileri Nelerdir

Doğal çevre, insanların yaşadıkları coğrafyadır. Coğrafya, yaşamın kaçınılmaz mekânıdır. İnsanlar bir doğal çevre içinde yaşarlar ve bu doğal çevre toplum yaşamını etkiler.

Doğal çevrenin toplum yaşamına etkisi olumlu ya da olumsuz olabilir. Bir coğrafi bölgenin, hatta bir ülkenin toplumsal değişmeye uğraması doğal çevrenin özellikleriyle yakından ilgilidir. Örneğin petrol açısından zengin olan bir coğrafi bölgenin toplumu, bu kaynağı değerlendirebiliyorsa refah içindedir. Verimli topraklara sahip olan veya ılıman iklimde yaşayan ülkeler daha hızlı ve kolay gelişebilirler. Ancak iklimi nedeniyle soğuk ya da sıcak olan, çeşitli yer altı ve yer üstü zenginliklerine sahip olmayan, kutuplarda ve çöllerde yaşayan toplumların doğayla mücadelesi ekonomik kalkınmalarını zorlaştırır. Örneğin birçok Afrika ülkesi çöl iklimi nedeniyle verimsiz topraklara sahip olduğundan açlıkla mücadele etmektedir.

İnsanoğlu geçmişten günümüze doğal çevreyi kendi ihtiyaçlarına göre düzenlemiştir.
İnsanoğlu geçmişten günümüze doğal çevreyi kendi ihtiyaçlarına göre düzenlemiştir.

Doğa koşullarındaki değişmeler, toplumsal değişmeye neden olur. Örneğin deprem, sel gibi doğal afetlerin olması, çevre kirliliği, iklim değişiklikleri, küresel ısınma, salgın hastalıklar (domuz gribi, kuş gribi, Kırım-Kongo kanamalı ateşi), ormanların yok edilmesi ve teknolojinin doğal dengeyi bozacak biçimde kullanılması gibi değişmeler iç göçlere, bölgesel nüfusun azalmasına, ekonomik hayatın zayıflamasına vb. yol açmaktadır. Doğal çevre, toplum yaşamını etkilediği gibi toplumlar da doğal çevrenin değişmesine etki etmektedir. İnsanlar da teknoloji sayesinde doğa koşullarını değiştirmekte ve etkilemektedir; barajlar, bentler buna örnek gösterilebilir. Bu etki olumlu olabildiği gibi olumsuz da olabilmektedir. Bu şekilde, insanın doğayı, doğa koşullarının da toplumu olumlu ya da olumsuz etkilemesi toplumsal değişmeye neden olmaktadır.

Değişim hem istenen hem de korkulan bir süreçtir. Değişimin sonu yoktur. Bu sonsuzluk direnci getirir. Toplumsal kurumlar, gelenekler, örfler ve hatta bireyler bir toplumda, değişmelere direnç gösterebilirler. Sonuçta kurumların işlevlerini yerine getirememesi, kültürel değerlerin kuşaktan kuşağa aktarılamaması, bireylerden beklenen rollerin yerine getirilmemesi, kurallara uyulmaması gibi sorunlar ortaya çıkar. Böylece toplumsal değişme süreci, hem toplum ve kurumları sarsan hem de onların varlığını korumayı amaçlayan bir işleve sahiptir. Ancak değişmenin kaçınılmaz, sürekli ve gerekli bir süreç olduğu da bilinmelidir.

Yorum yapın