Kurumların Sınıflandırılması

Sosyal gruplar pek çok biçimde sınıflandırılabilir. Gruplara çeşitli bakış açılarından bakmak mümkündür.

Gruplar gibi kurumlar da farklı bakış açılarından bir sınıflamaya tabi tutulabilirler. Bazı kurumlar, son derece zorlayıcı olabilirken, bazıları ise kişiler üzerinde daha az bir yaptırıma sahip olabilir. Bazı kurumların uygulamaları, toplum ölçüsünde yaygın olurken bazıları da yerel olarak bulunabilir. Yine bazıları yüksek sosyal değerlere sahipken, bazıları da daha alt düzeyde bir değere sahip olabilir (Fichter, 1990, 115).

Kurumlar temel ve yardımcı olmak üzere ikiye ayrılabilir. Böylesi bir ayrımın daha çok, evrensellik, zorunluluk ve önemlilik ilkeleri esas alınarak yapıldığı söylenebilir. Katılımın yüksek sayıda olması, toplum için temel bir unsur olması ve toplumun refah düzeyi için önemli olması bakımından şu kurumlar üzerinde durulabilir: Aile, eğitim, din, ekonomi, hukuk, siyaset ve boş zamanları değerlendirme (Fichter, 1990, 115).

Yardımcı kurumlar, temel kurumların sahip olduğu özelliklere sahip değildirler. Yardımcı kurumlar; temel kurumların içinde yer alan sayısız, küçük ölçekli ve çeşitlilik gösterenlerdir. İnsanların hayatında temel bir kurum gibi karşılaşılmasına rağmen yardımcı kurumlar, bir temel kurumun altında sıralanabilecek bir özellik gösterirler (Fichter, 1990, 115).

Roller, kalıplar ve ilişkiler; kurumların içinde yer almakta ve sosyal yaşamın devamında insanların bütünü tarafından kullanılan unsurlar olmaktadırlar. Kısaca, belli başlı kurumlar ve yardımcı kurumlar şöyle sıralanabilir:

1)-Aile Kurumu ilk bakışta cinsel ilişkileri ve çocukların doğumunu düzenleyen veya standartlaştıran bir kurum gibi görülmektedir. Ama belli bir süreç içinde ele alındığında daha farklı fonksiyonların ortaya çıktığı görülür. Aile kurumunun en yaygın olan formu; erkek ve kadının çocuklarıyla birlikte aynı evde yaşadığı monogami olmaktadır. Bu temel kurumun altında; nişanlılık, evlilik, çocuk bakımı, yasal ilişkiler ve bunun gibi alt kurumlar yer alır (Fichter, 1990, 115–116).

Aile; üreme, çocukların yetiştirilmesi ve erken yaşlarda toplumsallaştırılması, sevgi ve ilgi sağlama, üyelerine statü sağlama gibi fonksiyonları yerine getirebilmektedir. Özellikle modern dönemde ailenin fonksiyonlarının başka birtakım kurumlar tarafından yerine getirilmeye başlanması, ailenin; kurum olmaktan çıkıp eşit hakların olduğu bir yakın dostluk birliğine dönüştüğü şeklinde birtakım yorumların yapılmasına sebep olmuştur. Bu görüşün geçerli bir yönü olmakla birlikte, ailenin yine de temel bir fonksiyon üstlenmiş olduğu ve toplumsal ilişkilerde belirleyici bir rol oynamış olduğu söylenebilir.

2)-Eğitim Kurumu, gayri resmi olarak evde ve genel kültürel çevrede ve yine resmi olarak toplumun karmaşık eğitimsel düzenlemelerinde gerçekleştirilen sistemli bir sosyalizasyon sürecidir. Bu kurum içinde; not verme, sınav, mezuniyet, dereceler, ev ödevleri, takdir ve teşekkür belgeleri yer alır.

3)-Ekonomi Kurumu; sayesinde topluma maddi ürün ve hizmetlerin sağlandığı kalıplaşmış sosyal davranışlardan oluşur. Mal üretimi, dağıtımı, mübadelesi (değiş-tokuş) ve tüketimiyle ilgili konular ele alınmaktadır. Yardımcı kurumları; Kredi ve banka, defter tutma, reklâm, pazarlık vb. şeklinde sıralanabilir.

4)-Siyaset kurumunun, kamu düzeninin ve genel yönetimin sağlanmasına yönelik bir işlevi vardır. İçinde yer alan alt kurum olarak; yasal sistem, ordu ve polis sistemi, kamu hizmetine seçilme ve atanma, yabancı ülkelerle diplomatik ilişkiler kurulması vb. gibi sıralanabilir.

5)-Din Kurumu, kişinin Tanrı ile ilişki kurma gereksinmesini karşılarlar. Dua ve ibadet formlarında ifade edilir. Dışsal ve kavramsal davranış kalıplarının doğruluk veya yanlışlığına işaret eder, moral ve etik sistemleri içerirler. Yardımcı kurumları arasında; din adamı-cemaat ilişkisi, dua sitemleri ve dini törenler gösterilebilir. Büyü ve boş inanların [kaynakları bilimsel ve dinsel temellere dayanmayan, biçimci inanma] kurumsallaştırıldığı da bilinmektedir.

6)-Boş zamanı değerlendirme kurumu, kişinin fiziki ve zihni dinlenme gereksinmelerini karşılar. Yardımcı kurum olarak da; oyun, spor, dans, resim, müzik, drama gibi estetik sanat sistemlerini içerir (Fichter, 1990, 115–116).

7)-Hukuk Kurumu, toplumu düzenleyen ve devletin yaptırım gücünü belirleyen yasaların bütünü ile ilgilenirken, çoğu zaman hukuk kurumunun siyaset kurumu içinde ele alınmış olduğu görülmektedir. Toplumdaki yasalar esas alınmak suretiyle yargı işlevi yerine getirilmektedir.

Yorum yapın