Sosyoloji Bize Ne Kazandırır? Sosyolojinin Kazandırdıkları

İyi bir sosyoloji eğitimi almış birey, toplumsal hayat hakkında eleştirel düşünmeyi ve sorgulamayı öğrenir.

Sosyolojik hayal gücü insanlara günlük bakışın ötesine geçiş imkanı sağlar. Toplumsal ve kültürel ilişkiler hakkında farkındalığımızı artırır. Duygularımızın keskinleşip, gözlerimizin daha çok açılmasına yardımcı olur.

Daha önce görmediğimiz insanlık durumlarını keşfedebiliriz. Bauman’ın ifadesiyle sosyolojik düşünmek, baskıcı bir dünyayı esnekleştirir. Bize dünyanın şimdi olduğundan farklı bir dünya olabileceğini gösterir. Sosyolojik düşünme sanatını öğrenen insan daha az maniple edilebilir.

Sosyoloji, çevremizdeki insanları, onların hasletlerini, düşlerini, kaygılarını ve acılarını daha iyi anlamamızı sağlar. Empati yeteneğini güçlendirir. Öteki toplumlar ve gruplar hakkında bilgimizi artırır. Korku ve zıtlaşma yerine, hoş görüyü teşvik eder. Özgürlüğümüze katkıda bulunur. Sosyoloji, bu sebeple sık sık politik ihanetle suçlanır.

Klasik sosyolojinin doğumunda o günün toplumsal sorunlarına çözüm arayışı önemli rol oynamıştır. Nitekim Comte’un “Tahmin etmek için bilmek, kontrol etmek için tahmin etmek” sözü,44 sosyolojiye o dönemde yüklenen işlevi son derece öz biçimde ortaya koymaktadır.

Bu açıdan bakanlar, sosyolojiye daha iyi bir dünya yaratılması görevi vermektedirler. Bu sebeple olsa gerek, Berger’ın da ifadesiyle, sosyologların bir “sosyal reformcu” imajları vardır. Sosyolojik düşünmek, sosyal değişmeyi teşvik eder. Sistemin işleyişi hakkında ne kadar çok bilgiye sahip olursak, onu değiştirebilecek gücümüz o kadar çok olur.

Sosyolojik perspektif, hem sınırlarımız hem de imkanlarımız hakkındaki farkındalığımızı artırır. İçinde yaşadığımız toplumun işleyiş kalıplarını anlamamızı sağlar. Yine bunlara benzer yapıların bir çok toplumda var olduğunu görürüz. Oyunun kurallarını ne kadar iyi anlarsak, iyi oyuncu olma ihtimalimiz o kadar artar.

Başından itibaren sosyolojinin vaadi, bilimsel ilerleme kadar, kamusal ilgiyi aydınlatmak da olmuştur. Özellikle yoksulluk, işsizlik, eğitim, kültür ve kentleşme gibi alanlarda sorunları belirleyip çözüm önerileri aramak, en azından bu alanda çalışanların bir bölümünün sosyolojiye yüklediği işlevler arasındadır.

Aynı zamanda araştırma kurumlarından şirketlerin insan kaynakları yönetimi departmanlarına kadar geniş bir alanda sosyologların istihdamı, sosyolojinin işlevlerinin genişliğini de anlamamıza yardımcı olacaktır.

Yorum yapın