Sosyoloji Teorilerine Aktörler-Faktörler Bağlaminda Bir Bakiş – Çatışma Teorisi

Çatışma teorisi birbiriyle ilintili üç kabulü içermektedir. Bunlardan birincisine göre insanların hepsinde bazı çıkarlar ortaktır ve bu çıkarlar toplum tarafından belirlenmemiştir.

İkinci olarak, toplumsal ilişkilerde güç, merkezi konumdadır. Üçüncü ortak kabul ise, değer ve düşüncelerin toplumun hüviyeti olmadığı aksine gücü elinde tutanların amaçlarını gerçekleştirmek üzere kullandıkları silahlar olduğu kabulüdür. Yukarıda saydığımız üç özellik tüm çatışma teorisyenlerinde ortaktır.

Çatışmacılar insanların belli bir tabiata ve önceden belirlenmiş çıkar duygularına sahip olduklarını kabul ederler. Çıkarlar ise doğal olarak ekonomi merkezlidir. Böyle bir kabul kaçınılmaz olarak ekonomiyi ön plana çıkarmıştır. Bu kuramcılar Marks’tan günümüze kadar ekonomiye çok fazla atıf yapmaktadırlar. Onlara göre toplum adeta çıkarları için çatışan grupların arenasıdır. Komünist manifestonun diliyle söyleyecek olursak “toplumların tarihi sınıf çatışmalarının tarihidir”. Sınıflardan kasıt ise ekonomik olarak oluşan sınıflardır.

Marksçı yazarların belirttiği şekilde “toplumdaki en önemli gruplar ekonomik sınıflardır ve ekonomik mevkii veya sınıfı aynı olan insanlar, topluluk olarak bir arada hareket etme eğilimindedirler. Sonuç olarak bu sınıflar birbirine düşmandır ve aralarındaki çatışmaların sonucu, toplumun nasıl geliştiğini belirler”. Bu bağlamda çatışma teorisyenleri sosyal değişmenin temeline de sınıflar arası çatışmayı yerleştirmektedirler.

Yorum yapın