Toplumsal Bütünleşme Nedir

Toplumdaki gruplar, kurumlar, sınıflar, örgütler ve ilişkiler gibi toplumsal yapının çeşitli ögelerinin birbirini tamamlayabilme durumuna ve sürecine toplumsal bütünleşme denir.

Toplumsal bütünleşme, toplumsal yapının çeşitli ögeleri arasındaki uyum sürecidir. Toplumsal bütünleşmenin amacı; toplumun varlığının, birliğinin ve işleyişinin sürdürülmesidir.

Toplumsal bütünleşme sağlanırsa insanlar, toplumsal norm ve değerler üzerinde fikir birliğine ulaşırlar. Toplumsal bunalım ve çatışmalar ortadan kalkar. Toplumsal gelişme de kolaylıkla gerçekleşebilir.

Toplumsal Bütünleşme Şekilleri

Toplumsal bütünleşme, işlevsel (fonksiyonel) bütünleşme ve manevi değerler etrafında bütünleşme olmak üzere iki yönden ele alınabilir;

• Fonksiyonel Bütünleşme

Fonksiyonel bütünleşme, kültür unsurlarının ve bu unsurlar nedeniyle bir araya gelmiş grup ve kurumların birbirini tamamlayarak bir bütün oluşturma sürecidir. Fonksiyonel bütünleşme ile toplumun varlığının, birliğinin, işleyişinin ve sürekliliğinin sağlanması amaçlanır. Bu amaç da ancak toplumsal uzlaşma ile gerçekleştirilebilir. Durkheim’a göre toplumsal bütünleşme dayanışmayla sağlanır. Toplumdaki birey ve kurumların birbirini tamamlaması olan dayanışma iki şekilde ortaya çıkar:

DAYANIŞMA

Mekanik dayanışma, benzerlikten meydana gelen dayanışmadır. Mekanik dayanışmanın egemen olduğu toplumlarda insanlar arası farklar azdır. Üretim faaliyeti birbirine benzediği için insanlar, aynı duygu ve düşüncelere sahip olur ve birbirlerine benzerler. Örneğin köylerde insanlar genelde tarım ve hayvancılıkla uğraşarak tarlada çalışma, hayvanlara bakma, kışa yiyecek hazırlama gibi benzer işlevleri yerine getirirler. Bu benzer işlevler, bireylerin ortak duygu ve düşünceler etrafında bütünleşmesini sağlar.

Organik dayanışma, farklılaşmanın bir sonucudur. Organik dayanışmanın bulunduğu toplumlarda bireyler de farklı işlevleri gerçekleştirerek birbirlerini tamamlarlar. Organik dayanışma, iş bölümünün bir sonucudur. Nasıl bedendeki çeşitli organlar farklı işlevleri yerine getirerek bir bütün oluşturuyorsa aynı şekilde bireyler farklı işleri yaparak toplumda bütünleşmeyi sağlarlar.

• Manevi Değerler Etrafında Bütünleşme

Toplumu meydana getiren ögelerin, içerdikleri öz itibarıyla birbirini tamamlamasıdır. Bir otomobilin monte edilmeden yan yana bir yere konulmuş olan parçaları arasında sadece yersel bütünlük söz konusudur. Bu parçalar otomobili oluşturacak şekilde birleştirildikten sonra uyumlu bir bütün oluşturur. Bu bütünden herhangi bir parça çıkartıldığı zaman bütünün etkinliği durur.

Fonksiyonel bütünleşmede toplumun ögelerinin manevi bir birlik oluşturması gerekmez. Manevi değerler etrafında bütünleşmede çeşitli unsurlar sadece işlevsel olarak değil, özde de birbirlerini tamamlar. Bir millî ülkü etrafında birleşme, bunun en güzel örneğidir. Örneğin Kurtuluş Savaşı’nın başlamasıyla bağımsızlık ülküsü etrafında birleşen Türk ulusu, özde birbirini tamamlayarak bağımsızlığını elde etmiştir.

Mekanik Dayanışmadan Organik Dayanışmaya

Sosyoloji biliminin kurucuları arasında yer alan ve pozitivist paradigmanın önemli temsilcilerinden biri olan Durkheim’ın kuramının temelinde toplumda hâkim olan iş bölümünün niteliğine göre, mekanik dayanışmanın olduğu toplum ve organik dayanışmanın olduğu toplum ayrımı vardır. Ona göre bütün toplumlar mekanik dayanışma aşamasından geçerek organik dayanışma aşamasına ulaşırlar ve doğru olan da bu süreci takip etmeleridir.

Durkheim’e göre bireysel bilinçlerin birbirine benzerliği ve toplumsal iş bölümü olmak üzere toplumsal hayatın iki kaynağı vardır. Birbirine benzeyen varlıkların dayanışması tam bir birleşme ve uyum şeklinde ortaya çıkar. Dayanışma, insanlar birbirlerine benzeştikleri oranda artar. Bu tür dayanışma insanlar bireysel kimliklerini kaybedip kolektif varlığın bir parçası oldukları zaman söz konusudur. Durkheim bu dayanışma türüne mekanik dayanışma adını vermiştir. Buna karşılık toplumsal iş bölümü geliştikçe bireyler arasındaki farklılaşma çoğalır.

Uzmanlaşma bireyler arası farklılaşmayı doğurur. Bu farklılaşma sonunda mekanik dayanışmadan farklı olan organik dayanışma ortaya çıkar. İş bölümü sonunda insanlar artık birbirini tamamlar hâle gelir. Böylece insan ve toplum birbirinin ayrılmaz parçaları olurlar. Bu dayanışmanın nedeni mekanik dayanışmadakinin tersine insanlar arasındaki benzerlik değil, farklılıktır. Geçirilen değişimin sonunda birbirinden farklı ancak birbirleriyle dayanışma içinde olan bireylerin oluşturduğu bir toplum meydana gelir ve bu topluma bağlılık daha da yüksek olur.

Küçük Sanayinin Toplumsal Bütünleşmedeki Rolü

Teknik olarak iş bölümü, herhangi bir ürünün imalatının çeşitli evrelerde farklı şahıslar tarafından yapılması demektir. Yani bir ham maddenin veya mamul maddenin çeşitli ihtisas elemanları tarafından değişik işlemlere tabi tutularak ve birbirine devredilerek montajı tamamlanmakta ve mamul veya ara mal meydana getirilmektedir. Bu manada küçük sanayide fonksiyonel bir bütünleşmeden söz edemeyiz. Sadece belli alanlarda pratik olarak bilgi ve beceri edinmiş meslek sahiplerinin kendi alanlarındaki ilkel (basit) iş bölümü ve etkinliğinden söz edebiliriz.

Bir başka ifade ile organize sanayi bölgelerinde kaporta işini bir iş yeri, boya işini başka bir iş yeri ve motor bakım işini de bir başka iş yeri sağlayarak aralarında, farklı ünitelerde, ayrı iş yerlerinde bir iş için bir bütünleşmeden ya da iş birliğinden söz edilebilir. Fakat bütün bu iş zincirinin aynı iş yerinde farklı kimselerce yapılması söz konusu değildir. İş bölümünün gelişmesi, eski usta tipinin yerini patron tipine bırakmasını hızlandırmış, patron olmak için de mutlaka usta olmak gerekmemiştir. Üreticinin şahsına ve maharetine bağlı tüketici talepleri yerine kitle üretimine dönük modern sanayi mallarına, markalara yönelinmiştir. Ancak şu an ülkemizde küçük sanayide bu tür bir iş bölümü söz konusu değildir. Çalışan iş gücü teknik bilgi ve eğitim seviyesi bakımından modern bir organizasyonu kaldıracak niteliğe sahip değildir.

Maliyet açısından da nitelikli iş gücünü kaldırabilecek bir imkâna sahip değildir. Fonksiyonel bütünleşmeyi hem işletmeler içi hem işletmeler arası hem de sektörler arası bütünleşme olarak düşünecek olursak; işletme içi fonksiyonel bütünleşme yok ama işletmeler arası ve sektörler arası fonksiyonel bütünleşme vardır, diyebiliriz. Meseleye sanayi bütünlüğü içinde bakacak olursak ülke genelinde küçük sanayinin büyük sanayiyi tamamlamaya yarayan bir sektör olduğunu görüyoruz.

Yorum yapın