Geronto tarihi ve Geronto Sosyolojisine Genel Bakış

Geronto tarih ve geronto sosyolojinin merkezinde bulunan yaşlıların toplumsal bilginin önemli bir parçasını oluşturduğunu kabul etmemek kimseye bir şey kazandırmaz.

Yazılı kaynaklara girmeyen sadece hafızada yer alan çok sayıda kıymetli bilgi bulunduğunu herkes bilir. Yaşlılarla yapılacak çalışmalar ile daha çok sesi toplumsal bilgiye dahil edebilir, tarih ve sosyoloji bölümlerinde öğrencilerin derslerine olan ilgisini arttırabiliriz. Ani harabeleri, Truva, Çatalhöyük, Perge gezileri ne ölçüde tarih ve sosyoloji öğretiminde gerekliyse, aynı ölçüde yanı başımızdaki apartmanlarda oturan yaşlılar, bir sokak ötemizdeki huzurevleri, yaşlı bir akademisyen, yaşlı bir vali, yaşlı bir doktor yada yaşlı bakım evleri gibi yerleri de tarihe ve sosyolojiye bir yolculuk olarak hissetmek, yukarıda da savunmaya çalıştığımız gibi sadece bir bakış açısı meselesidir. Sözlü kaynakların tarih ve sosyolojiye katkısı, yazılı kaynaktan ne daha az, ne daha fazla olabilir.

Her ikisi de yararlı sonuçlar doğurmaya adaydır. Üstelik bu  türden uygulamalar, çağdaş eğitimin öğrenciler için öngördüğü “aktif öğrenme”, “etkileşimli öğrenme”,“bilgisini kendi oluşturma”, “soru sorabilme”, “gerçek dünyaya ilişkin zengin deneyimlere tanıklık edebilme” biçiminde yığınla fırsat oluşturabilecek olanakları da kazanım olarak verebilir. İyice monotonlaşan tarih ve sosyoloji bölümlerindeki eğitime beklenen heyecan ve ilgiyi kazandırabilir.

Geronto tarih ve geronto sosyoloji, öğrencilere zengin deneyimler sunan,  bilişsel, duyuşsal, sosyal becerilerinin gelişmesine yararları olan, öğrencinin ezberlemek yerine yaparakyaşayarak öğrenmesinin önünü açan, akademik başarıyı arttıran, yakın çevrelerine karşı bilincini duyarlı kılan ve bu yönde çevre ve topluma karşı farkındalığı geliştiren, okul ile gerçek dünya arasında bağ kuran, öğrencileri “ortada ve görünür” kılan, kendilerine olan güvenlerini arttıran ve öğretmenler için tarih ve sosyoloji derslerini  ilginç  hale  getirmeye  yarayan  birçok  güçlü  tarafları  olan  bir yaklaşımdır.

Ayrıca bu yaklaşım araştırma, sorgulama, analiz etme, değişim gibi önemli süreçleri öğrenmede öğrenciler için yararlıdır.

Geronto-tarih ve geronto sosyoloji çalışmaları eskiye oranla gittikçe daha fazla taraftar toplamaktadır. Bugüne kadarki pratik bunu teyit etmektedir. Örneğin, Caunce (2008), Thampson (1999), İlyasoğlu-Kayacan (2006), Sarı (2007), Akçalı (2007),  Aksoy (2007), Arslan (2012) gibi araştırmacıların çalıştığı örnekler iki alanda çalışacakları yüreklendirir niteliktedir. Eski kuşak tarihçi ve sosyologlar için arşiv ne ise geronto-tarihçi ve sosyologlar içinde yaşlılar aynı şeydir. Yüzyıllar önce yapılmış bir çömlek, tarihin araştırma nesnesi olabiliyor ve bunun güvenilirliğinden şüphe edilmiyorsa, dünün hakim-savcılığını, doktorluğunu, mühendisliğini, öğretmenliğini, bilim adamlığını yapmış, yüzlerce kritik kağıda imza atmış, akılcı finansal yatırımlar yapmış, parlak tahsilleri olan çocuklara sahip bu insan ordusunun anıları niçin aynı ölçüde güvenilir olmasın.

Tek olması gereken, yanı başımızda duran bu tarih ve sosyoloji ordusuna ve onların hatıralarına karşı bakış açımızı değiştirebilmek, onları yük değil, bir kazanç olarak görmek, verecekleri bilgilerin tarih ve sosyoloji bilimine katkı sunabileceğine dair yansız düşünceler taşımaktır. Lehr’in (Tufan, 2003:15) ifadesinde olduğu gibi: “yaşlılara bir kazanç olduklarını algılamalarına fırsat tanımak gerekir.” Onlarsız yazılan bir tarih ya da sosyoloji bir tarafı iyi aydınlatan diğer tarafı karanlıkta kalmış bir el fenerinden farklı değildir. Yeni nesil tarihçi ve sosyologların bu deneyimli insan rezervini, başka bir ifadeyle “yanı başımızdaki tarihi” ve sosyolojiyi başucu bilimsel kaynaklar arasına koyması gerekir.

Yorum yapın