Toplumsal Açıdan Kimsesiz Çocuklar – Korunmaya Muhtaç Çocuk (Kimsesiz Çocuk)

1983 yılında yürürlüğe giren 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu’na göre korunmaya muhtaç çocuk; anne ve babasız, ana veya babası veya her ikisi tarafından terk edilen, beden, ruh ve ahlak gelişimleri veya şahsi güvenlikleri tehlikede olup ana veya babası tarafından ihmal edilip dilencilik, alkollü içki veya uyuşturucu madde kullanma gibi her türlü sosyal tehlikelere karşı savunmasız bırakılan ve başıboşluğa sürüklenen çocuklar olarak tanımlanmıştır.

Bundan başka; çeşitli nedenlerle ailesi tarafından bakılamayan çocuklar 2828 sayılı yasa gereği ilgili mahkemelerce korunma kararı alınarak; bakımı, yetiştirilmesi ve topluma kazandırılmasını sağlamak amacıyla devlet korumasına alınırlar.

Sokak Çocukları

Sokak çocukları gelişmekte olan ülkelerde işsizliğin, yoksulluğun, göçün ve dağılan ailelerin ortaya çıkardığı bir sorun; sanayi ülkelerinde ise yabancılaşma ve sistematik dışlanmanın kurbanları olarak görülmektedir. Bunlar, genellikle Anadolu’dan ve özellikle aile içinde görmüş oldukları şiddetten veya ekonomik nedenlerden dolayı evden kaçıp sokaklarda yaşamaya başlayan çocuklardır.

Sokakta pek çok tehlikeye maruz kalarak yaşayan bu çocuklar hem fiziki hem de ruhi olarak yıpranmaktadırlar. Sokakta yaşayan çocukların büyük bölümünü ise madde bağımlısı olarak nitelenen çocuklar oluşturmaktadır.

SOKAK ÇOCUKLARININ SOKAĞI TERCİH ETMELERİNİN NEDENLERİ

  • Anne babaların eğitimsizliği
  • Anne babaların çocuk yetiştirme tutumlarında yapmış oldukları hatalar (Aşırı baskıcı sevgisiz yaklaşımlar, aile içi şiddet vb.)
  • Sokağın baskıcı aile ortamından daha özgür ve rahat olması
  • Boşanma, ölüm gibi nedenlerle ailenin parçalanmış olması
  • Köyden kente göç
  • Yoksulluk
  • Sosyal destek hizmetlerinin zayıflığı
  • Koruyucu ve önleyici sosyal hizmetlerin yetersiz oluşu
  • Yasaların yeterince ve etkin olarak uygulanamaması

SOKAKTA YAŞAYAN ÇOCUKLARLA İLGİLİ ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

  • Çocukların temel gereksinimlerini karşılamak
  • Kimlik kazanmasına, benlik saygısı geliştirmesine yardımcı olmak
  • Psikolojik destek sağlayarak sevgi ve güven ihtiyacını gidermek
  • Toplumsal bilinci arttırmak Ailelere gerekli bilinçlendirmeleri yapabilecek ekipleri oluşturmak Tüm çocukların yaşam kalitesini yükseltmeyi amaçlayan bir toplumsal yapılanmaya gidebilmek
  • Çocukları sokaklara iten toplumsal nedenler üzerinde çalışarak önleme programlarını geliştirmek (göç hareketlerinin kontrol altına alınması, kentleşme, nüfus artısı, ekonomik ve toplumsal sorunlara çözüm üretmek)
  • Koruyucu sağlık hizmetleri ile tedavi hizmetlerine gereken önemi vermek
  • Sokakta yaşayan ve çalışan çocukların eğitime devam etmelerini sağlamak
  • Aileyi bilgilendirecek ana baba okulları açmak, TV ve basın aracılığı ile bilinçlendirme eğitimleri yapmak, aile yapısını güçlendirmeye çalışmak
  • Akranlardan oluşan rehabilitasyon ekipleri kurmak

SOKAKTA ÇALIŞAN ÇOCUKLAR

Sokak çocukları ile ilgili yapılan araştırmalarda genel olarak çocukların aileleriyle ilişkilerine göre bir tanımlama yapılmıştır. Bu bağlamda sokak çocukları iki temel grupta değerlendirilmektedir. Birincisi, tümüyle sokakta yaşayan, eviyle bağlantısını koparmış çocuklardır. Diğer grup ise sokakta çalışıp akşam evine dönen, yani bir evi olan, aile yaşantısını bir şekilde devam ettiren çocuklardır. Bugün dünyada sokakta yaşayan veya sokakta çalışan çocukların sayısını tahmin etmek oldukça zordur.

UNICEF’in 1990 yılında yaptığı sokak çocukları projesi kapsamındaki değerlendirmede, dünya genelinde yaklaşık 100 milyon sokak çocuğunun var olduğu ve bu çocukların 50 milyonunun Latin Amerika, 30 milyonunun Asya ülkelerinde, 20 milyonunun ise Afrika ülkelerinde bulunduğu düşünülmektedir. Türkiye’de ise en az 42 bin çocuğun sokaklarda yaşadığı veya çalıştığı tahmin edilmektedir. Yapılan araştırmalar dikkate alındığında, sokak çocuğu sorununun ortaya çıkışında en önemli sorun olarak göç olgusu karşımıza çıkmaktadır. Hızlı nüfus artışıyla birlikte sanayileşmeye bağlı olarak ortaya çıkan işsizlik, kırsal kesimden büyük kentlere doğru göçü hızlandırmıştır.

Kırsal kesimdeki güç yaşam koşulları insanları büyük kente göçe zorlamış olsa da buradaki yaşam da sıkıntılarla doludur. Sokak çocukları probleminin bir diğer ayağını da yukarıda açıklamış olduğumuz göç olgusuyla yakından bağlantılı olan yoksulluk sorunu oluşturmaktadır. Yoksulluk genel anlamıyla insanların temel ihtiyaçlarını karşılayamama durumu olarak tanımlanmaktadır. Bu çerçevede, yoksul bir ailede doğmak, çocuk için pek çok imkândan yoksun olmanın yanı sıra, okula gitmek yerine erken yaşta çalışmaya başlamak anlamına da gelmektedir. Sokakta çalışan çocuklar okula devam edemedikleri gibi kötü maddelere alışma, kolay yoldan para kazanma, suça yönelme, dışlanma, aşağılanma, şiddet gibi tehlikelere de maruz kalmakta ve sonunda tamamen sokakta yaşar hâle gelmeye başlamaktadırlar.

 

SOKAK ÇOCUKLARI BİZİMDİR

Çocukların sokakta yaşamayı tercih etmelerine zemin hazırlayan nedenler birkaç açıdan incelenebilmektedir. Genellikle geri kalmış bölgelerden sosyoekonomik nedenlerle göç yolu ile büyük şehirlere gelen aileler işsizlik nedeni ile çocuklarını sokakta çalışmaya zorlamaktadırlar.

Çocuklar sokaklarda araba camı silerek, mendil, çiçek, yara bandı satarak ya da dilenerek para kazanmakta ve kazandıkları paraları ailelerine vermektedirler. Çocuğun akşam eve döndüğünde aile içinde yaşadığı mutsuz ortam (aşağılanma, şiddet) onu bir yerden sonra evi terk etmeye iten neden hâlini almaktadır. Bunun sonucunda da çocuk sokaklarda yaşamaya başlamaktadır. Sokakların güvensiz ve tehlikeli oluşu sokak çocuklarının yalnız kalmasına çok imkân vermez ve sokaktaki çeşitli grupların içine kolaylıkla girmelerini sağlar.

Bu grup içinde çocuk, her türlü aşağılanmaya, şiddete, cinsel istismara uğrayabilmekte ve toplumun suç saydığı şeyleri bu grupla yapmaya başlamakta, kolay para kazanmayı öğrenmektedir. Bunun sonucunda hırsızlık, gasp, yan kesicilik vb. yollara yönelmektedir. Meselenin çözüm yolu olarak başvurulması gereken öncelikli merci çocuğun ailesi olmalıdır. Sorunun çözümüne aile ile iletişim kurularak başlanmalı ve ailenin ekonomik sorunları giderilmek üzere anne ve babaya bir iş imkânı ile düzenli bir gelir elde etmeleri sağlanmalıdır.

 

Yorum yapın