Toplumsal Çözülme, Nedenleri ve Sonuçları

Toplumsal çözülme, özellikle maddi ve manevi kültür ögelerinin bir bütün meydana getirecek şekilde birbirini tamamlayamaması durumunda ortaya çıkar.

Böyle bir durumda toplum, işleyen bir bütün olma özelliğini kaybeder. Toplumsal değişmeye etki eden fiziki, biyolojik, teknolojik, hukuki, kültürel ve siyasi faktörler aynı zamanda toplumsal çözülmeye de neden olur. Ancak bunun boyutları, hızı, şekli aynı istikamette olmaz. Toplumun herhangi bir alanında meydana gelen bozulma, kirlenme, uyumsuzluk toplumsal çözülmeyi beraberinde getirecektir. Örneğin bir toplumda ekonomik gelişme amaçlanıp maddi kültür unsurlarında ilerleme gerçekleştirilir, teknolojik buluşlar artar; buna karşılık manevi unsurlarda değişme sağlanamazsa toplumsal çözülme başlar.

TOPLUMSAL ÇÖZÜLMENİN NEDENLERİ

İŞ BÖLÜMÜ YETERSİZLİĞİ

Bireylerin ihtiyaçlarının artması ve çeşitlenmesi sonucu bireysel yeteneklerin farklılığı zanaatları doğurmuş ve mesleki iş bölümü ortaya çıkmıştır. Sanayileşme ile birlikte ise teknik iş bölümü oluşmuştur. İş bölümü toplumda dayanışmayı güçlendirir. Ancak zaman zaman iş bölümünün yeterince gelişmemiş olması, toplumsal çözülmenin önde gelen nedenlerinden birini oluşturur.

ÖRGÜTLENME YETERSİZLİĞİ

Bireyler, ihtiyaçlarını tek başlarına gideremezler. Bu anlamıyla toplumsal ve ekonomik örgütler, insanın yaşamını sürdürmesi açısından zorunludur. Örgütlerde iş bölümü kaçınılmazdır. Bu iş bölümünde, bireyler ya da gruplar arasında eşgüdüm ve uyum sağlanmaya çalışılır. Bu uyum sağlanamazsa örgüt amaçlarına ulaşamaz ve birtakım toplumsal sorunlar doğar.

DEMOKRATİK KURUMLAŞMA YETERSİZLİĞİ

Demokratik yönetimlerde bireylerin görevleri sadece oy vermekten ibaret değildir. Oy verme yoluyla kendi temsilcilerini seçen toplum üyeleri, aynı zamanda seçtiği temsilcileri denetleme ve gerektiğinde ona verdiği yetkiyi geri alma hakkına sahiptir. Denetleme, siyasi partiler, kitle iletişim araçları, sendikalar, dernekler gibi sivil toplum örgütleriyle gerçekleştirilir. Bireyler, bu örgütler aracılığıyla taleplerini ve önerilerini ortaya koyarlar.

MİLLÎ BİRLİK BİLİNCİNİN ZAYIFLAMASI

Millî birlik, toplumsal bütünlüğün sağlanabilmesi açısından zorunludur. Manevi değerler etrafında bütünleşme ile millî birlik sağlanır. Toplumsal çatışmalar ve çelişkiler azalır. Millî birlik bilincinin zayıflaması toplumsal çözülmelere neden olmaktadır.

Toplumsal çözülmenin sonucunda; toplumun unsurları (kurumlar, toplumsal grup ve tabakalar) arasındaki bağlar zayıflar. Bu unsurlar görevini yapamaz hâle gelir. Gelişme yavaşlar, toplumsal sorunlar artar. Toplumun varlığını sürdürmesi tehlikeye girer.

Sosyal Yaşantımız Ve Toplumsal Çözülme

Çocukluğumda bize, hem okulda hem de evde büyüklere ve küçüklere karşı nasıl davranmamız gerektiği konusunda bol bol nasihat edilirdi: “Büyüklerinizi sayınız, küçüklerinizi seviniz.’’ Bu Türk kültürünün bir parçasıydı.

Sosyal Yaşantımız Ve Toplumsal Çözülme
Halk otobüsünden bir görünüm

Bu satırları yazdığım gün içerisinde bir belediye otobüsüne biniyorum, otobüs tıklım tıklım, orta yerde duruyorum. Benden bir durak sonra bir amca bindi; amca yaklaşık 80-85 yaşlarında, etrafta oturan öğrenciler var. Amca ilerliyor ve oturan öğrencilerden hiçbir hareket yok, derken 70 -75 yaşlarında bir teyze kalktı amcaya yer verdi. Ben önce teyze durağına geldi zannettim ancak altı durak daha gittik ben indim, teyze daha ayaktaydı.

Bu topraklarda neler oluyor? En basit bir saygıyı fazla gören gençleri yetiştiren bir eğitim nasıl “millî” olabilir? Popüler kültürün yoğurduğu ve apolitize ettiği, asosyalleştirdiği gençler, Türk toplumunun geleceğini nasıl şekillendirecekler? Bir şeyler yapmak lazım. Küreselleşme kıskacındaki aile yapıları ekonomik altyapı yüzünden sarsılmaktadır. Bu sarsıntı, öncelikle toplumsal değerlerimizi alıp götürüyor. Bu topraklarda çözülmeden yaşamak istiyorsak hem ailenin hem de toplumun ve devletin eğitimdeki görevini yerine getirmesi gerekiyor.

 

 

Yorum yapın